22 Tem 2011

Böyle bir gün.


Dikkat! Burası elit iş çevresinin zaman geçirdiği bir çay bahçesi. Herkes ciddi konularda konuşup güzel kıyafetlerine/takım elbiselerine dikkat ederek yiyip içiyor. İçeriden mükemmel tost kokuları geliyor,iş insanlarının tostu da başka oluyor demek ki...

Ortam kasıyor, hava esiyor, ben ise sudoku çözüyor, ağzıma bir sezen şarkısını tutturmuş abidik gubidik rahat hareketlerimle zaman geçiriyorum.

Derken sandviçini ısıran adamla göz göze geliyoruz. Grand tuvalet ağzını kocaman açarken gözüme ne kadar garip göründüğünü bilse "ne var? senin de ağzın yok mu?" diyiverirdi bana eminim. Yarım saat boyunca gözleri üzerimdeydi, hissettim. "Kariyer sahibi olabilirsin Tarık Akan bakışlı abicim, fekat tipim değilsin" diyiverirdim bir şey söylese.

Ardından servis elemanı geliyor. Hani şu "tuvalet ne tarafta?" soruma karşılık "maalesef tuvaletimiz yok" deyip yakınlardaki umumi tuvaletin varlığını benden gizleyen eleman. Ne kadar şık giyinmişsem artık, beni umumi helaya yakıştıramadı ki garip. "Bir şey ister misiniz?" diye sordu otuzbeşinci defa. "Evet tuvalet isterim" diyecektim ki vazgeçtim.

İçtiğim türk kahvesinin dişkovuğuna yetmeyecek düzeyde minimalist tarzının bıraktığı hoş tatla oradan ayrılıyorum.

Hoşçakalın cam bina insanları, hoşçakal tuvaletsiz kalasıca arkadaş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Görüş bildirme şeysi

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...