12 Nis 2013

Kahve Deyip Geçme!


Kahve deyip geçmeyeceksin öyle! O kadar tutkunu var ki. Kendilerine "bağımlı" desek daha doğru olur. Son aylarda bir gün bile türk kahvesi içmeden geçmediyse ve bir kahveci dükkanının önünden geçiyorken mutlaka geçip alıyorsanız, işe giderken içmeden kendinize gelemiyorsanız kafein canavarının pençesine düştünüz demektir! Ve bence aslında kahveyi sevmediğini söyleyenler bile bir parça kafein canavarıyla tanışıklığı vardır.

Öyle kahve deyip geçme işte! Kahve bu, kokusu bile bazen içine mutluluk dalgası yaymaya yetebilir. Hele bir de arkadaş sohbeti de eklenirse değmeyin güzelliğine! Düşünsenize sabahları ofise elinizde kahve olmadan gittiğinizi ya da bir arkadaş buluşmasında sadece çay içtiğinizi ya da yemeğin ardından sadece meyve falan ikram edildiğini... Ben düşünemiyorum! Neredeyse teknolojisiz yaşam kadar boş, balkonsuz ev kadar sıkıcı, tuzsuz bir yemek kadar tatsız olurdu...

Yeryüzünde yüzlerce hatta binlerce çeşidi, dünyanın neresine giderseniz gidin her köşebaşında yerini alan dükkanlarıyla önemli bir kültür halinde. Artık her evde bir expresso, expresso olmasa da filtre kahve makinesi, o da olmasa bir frenchpress, o da yoksa en azından bir türk kahvesi makinesi var. Cezveyi saymıyorum bile, o zaten geleneksel bir şekilde çeyizin bir parçası olarak fincnların yanında mutlaka yerini alır.

Şu sıralar hayranı olduğum şeylerden birisidir türk kahvesi makinesi, elbette geleneksel pişirme yöntemiyle daha güzel ancak bu makineler tam bir köpük ustası:) Bir de bir kahveci dükkanının sattığı renkli makineler var hani şu buharlı ısıtıcısı olanlar. Hastalarıyım!

Bir de günümüzde herkesin tadamadığı bir durum var ki her adım başı duyulan mükemmel kavrulmuş kahve kokusu. Çocukluğumda Adana'da önünden her geçerken alan annemden bana da alışkanlık kaldı. Şu sıralar üşenmeyip Eminönü'nde sıraya girip alırım hala.

Evimizde o kadar çok pişerdi ki, beni bu kültüre alıştıran asıl şey köşebaşı açılan ve cebimizi kurutan(öğrenciyken) yabancı uyruklu dükkanlar değil; annem, yengelerim ve bir kaç komşumuzun oluşturduğu toplantılardı. Her kahvaltı sonrası şaşmayan bir saatte gelinir, "ocakta yemeğim var", "çocuk okuldan gelecek" tarzı söylemlerle kalkılıp gidilen kısa keyif ortamlarından kalma güzel bir alışkanlık olarak başladı. Bugün hala binlerce çeşit kahve bir yana türk kahvesi bir yanadır benim için:)

İşte benim kafein canavarıyla tanışmam böyle olmuştu. Peki sizin kahve tutkunuz nasıl başladı?

2 yorum:

  1. ben kahvenin tadına çok geç vardım ama bir vardım pir vardım diyebiliriz, an itibariyle:)

    YanıtlaSil

Görüş bildirme şeysi

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...